Bir çoğumuz dedelerimizden,ninelerimizden dinlemişizdir o büyük,acılı "göç hikayeleri"ni...Kimisi ailesinden koparılmış, kimisi sevdiklerini bir daha görememiş..Ama hiçbiri de kültürlerinden ayrı kalamamışlar. Ben de bir mübadele göçmeni torunu olarak bu diziyi merakla izlemiştim. Kimi zaman aşkların yaşandığı, kimi zaman Bulgar çetelerinin zulmüyle bezen 1908 Makedonya'sına gidelim...Hatırlayalım...
Hikayemiz, 1900’lerde, Osmanlı’nın yönetiminde olan Makedonya’da geçen; fakir bir baba ve kızlarının hikayesidir. Sütçü Ramiz ve ailesi;
Manastır’ın Pürşıçan köyünde yaşarlar. Osmanlı’nın son demleridir. Balkan topraklarında iç karışıklar başlamış; Makedonya’da ayrılıkçıların çıkardığı huzursuzluk yavaş yavaş artmakta ve yakın gelecekte patlak verecek büyük olayların sinyallerini vermektedir. Bir yandan İttihatçiler Abdülhamit’e karşı örgütlenmekte ve Osmanlı yönetimine muhalefet etmektedir. Dünya ve dolayısıyla Makedonya büyük bir hızla değişmektedir.
Ramiz, doğup büyüdüğü Rumeli topraklarını, bu topraklarda yıllarca kardeşçe yaşayan insanları sever.
Sütçü Ramiz henüz dünya meselelerinden uzaktadır. 5 kızı ve karısının karnını güçlükle doyurmaya yetecek kazancını ineğinin lütfettiği bir kaç kova sütten çıkaran Ramiz’in en büyük derdi birbirinden çok sevdiği kızlarının hayırlı birer izdivaç yapıp bu sefillikten bir an önce kurtulmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder