The Vampire Diaries 3. sezon 12. bölüm ile 13. bölüm arasında verilen 2 haftalık sürenin uzunluğuna kızıp duruyordum ancak 13. bölümü izlediğimde tüm kızgınlığım sabun köpüğü gibi geçiverdi. 13. bölüm şimdiye kadar izlediğim en iyi The Vampire Diaries bölümüydü. Beklediğime fazlasıyla değmiş. Akıcı, heyecanlı, merak uyandırıcı, duygusal, kelimenin tam anlamıyla muhteşem bir bölüm ve çarpıcı bir bölüm sonunu izleyicisine sunan The Vampire Diares, özellikle son yıllarda revaçta olan fantastik dizilerden hoşlananların mutlaka izlemesi gereken bir yapım. tabii hala izlemediyseniz.
Son bir kaç bölümde dizinin kötü karakteri Klaus'un zayıf noktası mühürlü tabutun sırrı ne zaman çözülecek diye bekliyordum. Bu bölümde açılan tabutun yepyeni bir başlangıç getireceği, diziye farklı bir yön çizeceği belli oldu. Klaus'un, onu bile korkutacak derecede güçlere sahip olan annesi eminim dizinin ilerleyen bölümlerinde farklı heyecanlara sürükleyecek izleyicilerini. Klaus ve ailesi ayrı bir merak konusu olurken, Dr. Fell ve peşpeşe meydana gelen cinayetlerde hala gizemini koruyacak gibi gözüküyor. Cinayetler ve beraberinde getirdiği bilinmezlikler gösterdi ki dizide karakterlerin hiç biri birbirlerine güvenemez hale gelmişler. Herkes herkesten şüphelenir olmuş. Bu kadar fantastik olaydan sonra daha farklı bir yaklaşım beklenemezdi zaten. Caroline ve babasının arasında geçen duygusal sahneler oldukça etkileyici ve gerçekti. Ancak Mr. Forbes'in inançlarına olan bağlığı ve gösterdiği kararlılık bölümün çarpıcı sahnelerinin arasında liste başı olmasada hatrı sayılır bir yere sahip oldu gözümde. Dizide tek anlayamadığım nokta neden sürekli kardeşlerin aynı kızlara aşık olması gerektiği. Aslında sonuç olarak aile bağını hissedilen büyük bir aşkın dahi yıkamayacağı duygusu veriliyor ancak yinede bu kadar sık tekrarlanması gereksiz dite düşünüyorum. 3 sezondur izlediğim The Vampire Diaries bana göre fantastik bir kurgunun altında bambaşka mesajlar vermeye çalışıyor.
Sıralamak gerekirse
-Aile bağının kutsallığı ve en büyük güç olması
-En kötü karakterlerde bile iyi bir tarafın varlığı ve kişiyi kötü olmaya iten yaşanmışlıkların bulunması. (Klaus-Damon...)
-Yalnızlığın en kötü düşman olması. Vampirlerin en güçlüsü olan köken vampirlerin bile yalnızlığa karşı kendilerini koruma arzusu.
Bu liste uzayabilir ama biz dizinin bu bölümüne dönersek bana göre en iyi sahne Klaus'un kardeşleri Kol, Finn ve Rebekah'ın ortaya çıktığı andı. Bir sonraki bölümü heyecan ve merak içerisinde beklemeye başladım bile. Eminim The Vampire Diaries takipçileri benimle aynı duygular içerisindedir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder